2 Ağustos 2007 Perşembe

PHUKET











Phuket yolculuğumuzu Malezya Havayolları ile Kuala Lumpur aktarmalı gerçekleştirdik. Malezya Havayollarından biraz bahsetmek istiyorum. Uçağa bindiğimiz anda bizi Phuket'de de karşılayacak olan bir koku ile karşılaştık. Kaynağını bulamadığımız bu ağır kokuya alışkın oldukları belliydi. Yemeklerde kullanıkları yağdan olabilirdi. Uçakta yemeklerden sonra ıslak mendil dağıtmak yerine kaynar sudan yeni çıkmış el bezlerini bir maşa vasıtasıyla dağıttılar ve elimizi sildikten sonra tekrar topladılar. Tasarruf içeren bir düşünce olduğu kesin ancak hijyeni tartışılır. Yolculuğun uzun olması doğal olarak lavabo kuyrukları oluşturdu. Hatta bir tanesi hatalı kullanımdan dolayı kullanım dışı olmuştu. Benim gibi uçak korkusu olan biri için seyahat oldukça zor geçti. Hele pilotların anonslarını malayca ve anlaşılamayan bir ingilizce ile yapması beni daha da germişti. İnsan bu durumdayken pilotun tüm söylediklerini anlamak istiyor. Hele dönüşte uçak saatimizden dolayı bir gece Kuala Lumpur'da bir airport otelde (Empress Hotel Sepang) konaklamak zorunda kaldık ki, kalitesizliğini tarif etmek zor. Bundan sonra tek tercihim thy.

Kuala Lumpur International Airport'a (KLIA) indikten hemen sonra Phuket için havalandık. Yemyeşil bir adanın üzerindeydik. Hava hafif yağmurluydu. Evet tropik bir adaydı bu. Harikaydı. Filmlerde izlediğim uzak doğu artık bize çok yakındı. Uçak yolculuğum süresince bütün çektiklerimi bir anda unutuvermiştim. Bizi kalacağımız ve ben de daima özel bir yeri olacak olan otelimize http://www.katathani.com/ götürmek üzere aracımız gelmişti. Katathani tipik uzakdoğu geleneklerini görebileceğiniz harika bir beach resort. Otel görevlileri, garsonlar hepsi çok saygılı ve hassas. Tek sorun İngilizce. Derdinizi anlatırken ve onları anlamada sıkıntı çekmeniz mümkün. Oteldeki tek Türk çift bizdik. Ağırlıklı olarak İngiliz, Avustralyalı ve Almanlar vardı ve turistler ağırlıklı olarak havuzları tercih ediyordu. Otelde 6 tane havuz olduğunu da belirtmem gerek. Biz ise havuzun kenarından bile geçmedik desem doğru olur çünkü muhteşem "Andaman Denizi" varken havuza girmek olmazdı. Otelimiz Phuket'in en güzel ve sakin beachlerinden biri olan "Kata Beach" deydi. En hareketli beach ise Tsunami'nin gerçekleştiği "Patong Beach" idi. Eğer Thai mutfağı ile aranız yoksa otelde bulunan diğer restoranları tercih etmeniz mümkün ki biz aynen öyle yaptık. İtalyan restoranı favorimizdi. Balık restoranını da es geçmek olmaz çünkü Türkiye'de bulamayacağımız lezzetleri tatma fırsatını kaçıramazdık. Akşamları ise en canlı yer Patong. Barlar, lokantalar oldukça hareketliydi. Çok ucuza balık yemek mümkün. Aslında genel olarak yeme içme ucuzdu. Ancak eğer alışveriş yapacaksanız mutlaka pazarlık yapın. Size teklif edilen fiyatın 5 te birine satın almanız mümkün.

Elbette Phuket'e kadar gitmişken adalar turu yapmamak olmazdı. Bembeyaz kumları ile şahane kumsalı olan adalar, sizinle beraber yüzen rengarenk balıklar hepsi muhteşemdi. Kıyıdan 45 mil açıkta olan bu adalara sürat motoru ile gidiyorsunuz. Motordaki rehberler ve kıyıdaki sahil güvenlik oldukça iyiydi. Seyahat esnasında motorda bol bol ananas ikram ediyorlar. Ananas en ucuz meyve. Yemekten bıkabilirsiniz. Adalar arasından herkesin ve benim de favorim "phi phi island" Kendinizi rüyada gibi hissedebilirsiniz. Cenneti yeryüzünde görmek isteyenler mutlaka gitmeli. Bol bol yüzdük, gezdik ve yemek yedik.Bu arada belirteyim "The Beach" filmi de burada çekilmiştir. Bir de "monkey island" var ki sadece maymunların yaşadığı bir ada. Maymunlar biz oraya gidince adanın tepesinden iniyorlar ve onlara muz vermemizi bekliyorlar. O adada da yüzmek için mola veriliyor. Tüm gün adalar turumuz bitince yorgun ama mutlu bir şekilde otelimize döndük.

Phuket'de trafik ingiliz modeli soldan işliyor. Sağdan direksiyonlu otomobiller bana Kıbrıs'ı hatırlattı. Bir de taksi niyetine binilen "tuk tuk" lar var ki, 3 tekerlekli olup büyük bir motorsiklet görünümündedir. Zaten açık havada yolculuk ettiğiniz için kliması bulunmamaktadır ancak ucuz olduğu için tercih edilmektedir. Bu arada Phuket'e varışımızın 3.günü olan 14 Nisan'da şehrin alışveriş merkezine doğru taksimizle yol alırken oldukça ilginç bir festival kutlaması ile karşılaştık.Yollarda herkes birbirini ıslatıyordu. Hatta insanlar kamyonetlere binmiş ve kamyonetlerin üstünden içi su dolu leğenlerle dolaşıp yoldan geçen herkesi ıslatıyorlardı.Kutlamanın boyutunu belki şöyle daha iyi izah edebilirim, itfaiye aracı dahi bu kutlamanın içindeydi ve hortumlarıyla heryeri herkesi ıslatıyordu. Yol boyunca da leğenler ve su tabancalarıyla herkes birbirini ıslatıyordu. Takside olduğumuz için şanslıydık sanırım. Bu festivalin adı "Songkran Festival" imiş ve Thai yılbaşısı olarak kutlanmaktaymış ve takvimlerine göre 2551 yılı başlamaktaymış. Bu bilgiyi o akşam otelimizde düzenlenen Songkran güzellik yarışmasında öğrendik. Kutlamanın devamı olarak da gece kumsaldan gökyüzüne, hafif bir abajurun içine yerleştirilmiş olan ateşleri bıraktık. Adanın her tarafında aynı anda bu etkinlik yapıldığı için gökyüzündeki yüzlerce ateş ışığı harika bir görüntü oluşturmuştu. Phuket'le ilgili olarak son ama önemli bir ayrıntı ise muhteşem Thai masajıdır. Zaten sokaklarda oldukça fazla miktarda masaj salonu görmeniz mümkün. Masaj yaptırmadan sakın dönmeyin. Türkiye'de en az 70-80 YTL'ye yapılan masajı 10-15 YTL arası üstelik orjinal ellerden yaptırmak insana hem maddi hem manevi muhteşem bir haz vermekte.

Phuket'e (adaları dahil) gitmenizi şiddetle tavsiye ederim...

Hiç yorum yok: