13 Kasım 2007 Salı

Hamam Sefası

Yabancı turistlerin İstanbul’un güzel mekanlarını biz İstanbul’da yaşanlardan daha iyi bildiklerine artık eminim. Çünkü bu hafta sonu bu mekanlardan biri olan Çemberlitaş Hamam’ındaydım. Hamam tam Çemberlitaş tramvay durağının karşısında. Yani ulaşım gayet basit. İçeri girer girmez kendimi sanki orta doğuda bir arap ülkesindeymiş gibi hissettim. Sol tarafta bulunan bankoda ödememi yapıyor ve kendime ait kese ile fişimi alıyorum. Sırada benim önümde olan turist üzerinde traditional yazılı olan fişini alıyor. Yani hem kese hem de masaj yaptıracak. Aynen benim gibi..Daha sonra kadınlara ayrılan bölüme geçiyorum. Bana eşyalarımı koyabilemem için bir dolap gözü, terlik ve peştembal veriliyor. Bütün bayanlar, ki çoğu turist, aynı ortamda soyunup peştembala sarınıyoruz. Hamam bölümüne girince anlıyorum ki burası gerçekten harika bir mekan, bu durum belki de hayatımda ilk kez hamama gitmiş olduğumdan kaynaklanmış olabilir. Yuksek tavan, çok geniş mekan, sıcak sıcak akan sular beni hem etkilemiş hem de rahatlatmıştı. Turistlerin kaplamış olduğu göbek taşında kendime bir yer buldum ve uzanıp buharın etkisiyle gevşemeyi ve keseye hazır olmayı bekledim. Beklemekle olmayacaktı, gittim ve kese yapan bayanlardan birine işleri bitince benimle ilgilenmelerini rica ettim. Su dökünüp uzanmamı istedi ve birazdan geleceğini söyledi. Dediği gibi az sonra geldi, önce kese sonra köpüklü hafif bir masaj yaptı ve ben o esnada bu mekana gelişimin bir defalık olmayacacağına karar vermiştim bile. Bayanın işi bitince ben şampuanım ve tarağımı alarak odalardan birindeki kurnanın yanına gidip banyomu kendim tamamladım. Verilen havlu ile kurulanıp dolabımın önünde üzerimi değiştirdikten sonra artık çıkışa hazırdım. Kendimi hem böylesine bir mekana geldiğim hem de harika bir banyo yapmış olduğum için çok mutlu ve huzurlu hissediyordum. Geldiğim gibi, tramvayla geri döndüm.

Hiç yorum yok: